Kıbrıs tüp bebek tedavi yönteminde deneme sayısının genellikle 3 defa olması tavsiye etmekteyiz. Bu sayıyı geçen tüp bebek tedavi denemelerinde gebelik elde edilme şansı olsa da bu şansın çok düşük olduğu bilinmelidir.
Kıbrıs tüp bebek merkezi doktorları olarak; Tüp bebek tedavi yönteminde anne adayından toplanan yumurta hücreleri ile baba adayından alınan sperm hücrelerinin laboratuvar ortamında bir araya getirilmesi ve içlerinden seçilen bir sperm ile yumurtanın döllenerek embriyo elde edilmesine tüp bebek tedavisi denir. Bu yöntemle elde edilen embriyonun anne rahmine transfer edilmesiyle doğal yollardan gebe kalamayan kadınların gebe kalması sağlanmaktadır.
Doğal yollardan bebek sahibi olamayan ve tüp bebek tedavi yöntemini tercih eden anne ve baba adaylarının, tüp bebek tedavi merkezi seçiminde doğru merkez ve hekim seçmesi ve tüp bebek tedavi yönteminin tüm gerekliliklerini yerine getirmesi tüp bebek tedavisinde başarıyı etkileyen en önemli faktörler arasında yer almaktadır. Tüp bebek tedavi yöntemi ile bebeklerini kucaklarına almak isteyen çiftlerin, tüp bebek tedavi yöntemine dair merak ettiği birçok husus bulunmaktadır. Anne ve baba adaylarının bu süreçte tüp bebek tedavisini uygulayan ekibin tavsiyelerini dikkate alması ve halk arasında yaygın olsa da yanlış olan uygulamalardan kaçınması tüp bebek tedavisinde başarı oranına doğrudan etki etmektedir.
Tüp Bebek Tedavi Yöntemine Ne Zaman Başvurulmalı?
35 yaşın altında olmasına ve gebeliği engelleyebilecek herhangi bir sağlık problemi olmamasına rağmen korunmasız bir şekilde bir yıl boyunca düzenli ilişki yaşayan, ancak gebe kalamayan kadınlar kesinlikle incelenmeli ve gerek görüldüğü takdirde tüp bebek tedavisine yönlendirilmelidir. 35 yaşını geçmiş veya daha önceden gebe kalmasını engelleyebilecek herhangi bir sağlık problemi olan kadınların ise 6 ay denemeden sonra inceleme altına alınmaları ve gerek görüldüğü takdirde tüp bebek tedavisine yönlendirilmeleri gerekir. Tüp bebek tedavisinde başarıyı etkileyen en önemli faktör anne adayının yaşı olduğu için doğal yollardan gebelik elde edilemiyorsa, daha fazla zaman kaybetmemek adına gerekli prosedürlere başlanması şiddetle tavsiye edilmektedir.
Tüp Bebek Tedavi Denemesi Kaç Defa Yaptırılabilir?
Kıbrıs tüp bebek tedavisi doktorları olarak tecrübemiz ve düşüncemiz; Tüp bebek tedavisinde deneme sayısında tıbbi açıdan herhangi bir kısıtlama olmamakla birlikte yasal olarak da herhangi bir sınırlama veya engel bulunmamaktadır. Bebek sahibi olmak isteyen çiftlerin psikolojik durumları ve bütçeleri elverişli olduğu sürece tüp bebek tedavisi için deneme yapılabilir. Tüp bebek tedavisinin ilk denemesinde gebelik elde edilebileceği gibi ilk denemenin başarısızlıkla sonuçlanma riski de vardır.
Tüp bebek tedavisinin ilk denemesi başarısızlıkla sonuçlansa da üzülmemek gerekir. Çünkü bu tüp bebek tedavisinin ilk denemesi bir sonraki tedavi için tedaviyi takip eden hekime, çiftlerin üreme fonksiyonları, yumurtalıkların ilaçlara ne derece yanıt verdiği, sperm kalitesi, yumurta kalitesi ve spermin yumurtayı dölleme kabiliyeti ile embriyo kalitesi gibi birçok konuda önemli ipuçları vermektedir. Bu ipuçları ikinci tüp bebek denemesinde başarı şansını çok daha fazla artıracağı için oldukça kıymetlidir. Tüp bebek tedavisinde ilk 3 denemenin ardından gebelik elde edilemezse, bundan sonraki denemelerde gebelik elde edilme şansı maalesef düşmektedir. Bundan dolayı da ilk üç denemenin ardından yapılan denemelerde tedavi yönteminde ciddi değişikliklere gidilmesi ve alternatif tedavi stratejilerinin geliştirilmesi de gündeme gelmelidir.
Tüp Bebek Tedavisinde Başarı Oranı ve Başarıyı Etkileyen Faktörler Nedir?
Tüp bebek tedavisinde başarı oranını doğrudan etkileyen en önemli faktör anne adayının yaşıdır. Anne adayının yaşı ne kadar genç ise tedavideki başarı oranı da o kadar artmaktadır. 20, 30, 40 ve üstündeki yaşlarda bulunan kadınlarda gebelik elde etme şansı yaklaşık yüzde 35-40 seviyelerindedir. Anne adayı 35 yaşından küçük ve embriyo kalitesi de iyiyse, blastokist transferi yani embriyo transferinin 5. günde yapılması halinde gebe kalma şansı yüzde 60 seviyelerine kadar yükselebilmektedir. 38-40 yaş aralığında gebe kalma şansı yüzde 30 iken, 40 yaş ve üstünde ise gebe kalma şansı yüzde 20 civarına kadar düşmektedir.
Tüp bebek tedavi yönteminde başarıyı etkileyen en önemli faktörler ise şöyle sıralanabilir;
- Anne adayının yumurtalık rezervindeki kapasite
- Anne adayının yaşı
- Baba adayının sperm hücrelerinin sayısının yanı sıra kalitesi
- Anne adayından toplanan yumurtaların kalitesi
- Anne adayının rahim ile alakalı yapısal problemleri
- Tüp bebek tedavisine başvuru yapan çiftlerin sigara ve alkol tüketim tüketmediği
- Rahmin içerisinde miyom polip gibi yapıların olup olmadığı
- Hidrosalpinks, hidrotuba gibi tüplerde sıvı birikmesinin olup olmaması
Tüp Bebek Tedavisine Başlamadan Önce Başarısızlığa Neden Olan Faktörler Belirlenebilir mi?
Anne adayları için tüp bebek tedavisi planlanıyorsa bir takım ön tetkiklerin yapılması gerekmektedir. Ancak araştırmaların çok ayrıntılı bir şekilde yapılması tedavinin maliyetini yükselttiği için ayrıntılı tetkikler her anne adayına uygulanmaz. Ayrıca anne adaylarının önemli bir kısmı tüp bebek tedavisinin ilk denemesinde yüksek ihtimalle gebe kalmaktadır. Bundan dolayı da ilk tüp bebek tedavi denemesi başarısızlıkla sonuçlanan anne adaylarında ayrıntılı incelemenin yapılması çok daha mantıklıdır. Yine anne adayının ilk tedavisi esnasında karşılaşılan problemler, yapılması gereken araştırmalara da ciddi manada rehberlik etmektedir. Tüp bebek tedavisinde çiftleri gereksiz masraflardan korumak için yapılması gereken test ve incelemelerde tıbbi yolun takip edilerek sürecin ilerlemesi gerekir.
Anne adayında dikkat çeken ciddi bir sağlık probleminin olması halinde ise pahalı test ve incelemelerden kaçınılmaması tedavideki başarı oranına doğrudan etki etmektedir.
Tüp bebek tedavisinde denemenin başarısızlıkla sonuçlanması halinde anne adayının rahim yapısı ayrıntılı bir şekilde incelenmeli, genetik incelemelerin yanı sıra ilave testlerde yapılmalıdır.
Tüp Bebekte Tekrarlayan Düşük Öykülerinde Neler Yapılmalı?
Anne adayı 2 ya da daha fazla düşük yapmışsa, bunun nedeninin detaylı bir şekilde araştırılması gerekmektedir. Bu araştırma yapılırken anne adayının rahim filmi veya HSG denilen ilaçlı rahim filmi çekilmeli, anne adayının vücudunda düşüğü tetikleyebilecek herhangi bir mikro-organizma yani infeksiyon olup olmadığı kontrol edilmeli ve kanda pıhtılaşmaya neden olabilecek genetik bir hastalığının olup olmadığının araştırması yapılmalıdır. Yine anne ve baba adayında herhangi bir genetik problem olup olmadığının belirlenebilmesi içinde her ikisine detaylı genetik inceleme yapılması gerekmektedir. Ayrıca anne adayının yaşı ileriyse genetik açıdan bebeğe bağlı düşüklere çok sık rastlanmaktadır.
Tüp Bebek Tedavisinde Yoğun Hormon Tedavisi Uygulanması Anne Adayının Sağlığına Olumsuz Etki Eder mi?
Tüp bebek tedavisi esnasında anne adayının vücudundaki östrojen hormonu seviyesi tedavi için kullanılan ilaçlardan dolayı artmaktadır. Bu da anne adayının vücudunda su tutulmasının başlamasına neden olmaktadır. Kadınlar psikolojik bakımdan değişkenliğe çok fazla yatkındır. Ancak bu belirtilerin ve yan etkilerin geçici bir süre olduğu bilinmelidir. Tüp bebek tedavisi esnasında anne adayına kullandırılan ilaçlar uzun vadeli olarak anne adayının sağlığını olumsuz etkilemez.
Anne adayının yumurtalık kapasitesi yüksekse ve polikistik over sendromu (PCOS) varsa, tüp bebek tedavisinde kullandırılan ilaçlar yumurtalıkların aşırı uyarılmasından kaynaklı ovarian hiperstimülasyon sendromuna yani OHSS denilen duruma yol açabilmektedir. Anne adayınca OHSS görülmesi halinde göğüs kafesinde ve karın içerisinde sıvı birikmesi, şişkinlik, nefes darlığı gibi sağlık problemleri ile karşılaşılabilmektedir.
OHSS sınıflandırması ise ya hafif, orta ve şiddetli OHSS olarak yapılmakta, ya da erken ve geç OHSS olarak yapılmaktadır. Anne adayında OHSS görülmesi halinde tedavinin anne adayının sağlığını olumsuz etkilemeyecek şekilde yeniden düzenlenmesi ve farklı stratejiler uygulanması gerekmektedir. Ayrıca embriyonun dondurulması ve transferinin ertelenmesi gibi yöntemlerde OHSS durumunda gündeme gelebilir. Yine hekim tarafından gerek görüldüğü takdirde anne adayının göğüs kafesinden ve karnından sıvı boşaltılması yöntemine de başvurulabilir.
Tüp bebek tedavisi esnasında ender rastlansa da istenmeyen bir diğer durum ise anne adayın da tedavinin ardından infeksiyon ve kanama olmasıdır. Bu tür infeksiyon ve kanamalara yüzde 1-2 gibi bir oranda çok nadir rastlanmaktadır.
Tüp bebek tedavisine karar veren anne adaylarının önemli bir kısmı tedavinin başlangıcında kullanacağı ilaçların kendisinde kanseri tetikleyebileceğine yönelik endişe duymaktadır. Tüp bebek tedavisinin kanseri tetikleyip tetikleyemeyeceğine yönelik bugüne kadar çok sayıda araştırma yapıldığı bilinmektedir. Bu araştırmalar sonucunda elde edilen veriler ışığında kanser ve tüp bebek tedavisi arasında herhangi bir ilişki tespit edilememiştir. Anne adayında yumurtalık kanserini tetikleyen faktörlerin başında çocuk sahibi olamamak gelmektedir.
Yumurtalık Kanserinde Risk Faktörleri Nelerdir?
- Kadının erken yaşta adet görmesi.
- Adetten çok ileri yaşlarda kesilmesi.
- Sigara tüketmesi.
- Tüplerden kaynaklı sağlık problemleri yaşanması.