Doğal yollardan bebek sahibi olamayan çiftler bebek sahibi olabilmek için tüp bebek tedavi yöntemine başvuru yapmaktadır. Tüp bebek tedavi yöntemine başvuran çiftlerin sayısı özellikle son yıllarda çok fazla artmıştır. Ülkemizde ise tüp bebek tedavi yönteminde başarı oranı diğer ülkelerle kıyaslandığı zaman birçok ülkeye göre oldukça yüksektir.
Kadının yumurtalıklarının tüp bebek ilaçlarıyla uyarılması ve daha sonra toplanan yumurtaların laboratuvar ortamında döllendikten sonra anne adayının rahim içerisine transfer edilmesine tüp bebek tedavisi denilmektedir. Tüp bebek tedavisinde anne adayının yaşı başarıya etkileyen faktörler arasında ilk sırada yer almaktadır.
Tüp Bebek Tedavisinde Anne Adayının Yaşı Neden Önemlidir?
Bir kız çocuğu dünyaya geldiği zaman yumurtalıklarında 2 milyon civarında yumurta bulunmaktadır. Bu yumurta sayısı kız çocuğu ergenlik çağına gelene kadar azalarak 250 bin civarına kadar inmektedir. Ergenlik çağından itibaren geçirilen her adette bir iki yumurta vücuttan atılmakta, çok sayıda yumurtanın ise büyümesi sonlandığı için kaybolmaktadır. Kadın 35 yaşına gelene kadar yumurta sayısındaki azalma sürerken, 35 yaşından itibaren ise yumurta sayısındaki azalma hızı oldukça yükseldiğinden dolayı kadınlar bu yaştan itibaren çok hızlı bir yumurta kaybı yaşamaktadır. Bu faktörü göz önüne alan uzmanlar, 35 yaşından sonra gebeliğin ertelenmemesi yönünde kadınları uyarmaktadır.
Menopoz dönemine yaklaşan kadınlarda ise yumurta sayısı çok ciddi seviyede azalmakta ve menopoz dönemine girildikten sonra da yumurtalıklarda yumurta kalmamaktadır. Ülkemizde menopoz yaşının ortalama 47 olduğu bilinmektedir. Ancak erken menopoz denilen 40 yaşından evvel menopoza giren kadınlarda vardır.
Kadının Yaşı Tüp Bebek Tedavisinde Başarıya Nasıl Etki Eder?
Kadınlarda 24-34 yaşları arası doğurganlık oranının en yüksek olduğu dönem olarak bilinir. 35 yaşından sonra kadınların gebe kalma şansı yaşı ilerledikçe azalmaktadır. 35-40 yaş aralığında kadınların gebe kalma şansı yaklaşık yüzde 30 iken, 40-45 yaş aralığında bu oran yüzde 10-20 oranına kadar düşmekte, 45 yaşından itibaren tüp bebek tedavisinde gebe kalma şansı yüzde 5’in altına düşmektedir. Tüp bebek tedavisinde kadının gebe kalma şansını artıran en önemli iki faktör yumurtanın sayısı ve kalitesidir. Ancak kadının yaşı ilerledikçe yumurta sayısı azaldığı gibi yumurtanın kalitesi de düşer. Yumurta sayısındaki azalma ve kalitesindeki düşme ise kadının gebe kalma şansını azaltmaktadır. Yaşı ilerleyen kadınlarda kullanılan ilaçlar daha yüksek dozda olsa da yumurtanın geliştirilemediği durumlarla karşılaşılmaktadır. Ayrıca ilerleyen yaşla birlikte yumurtanın döllenme oranının yanı sıra embriyonun rahme tutunma oranında da azalma olmaktadır. Yine ilerleyen yaşla birlikte polip, miyom, endometriozis gibi rahim anomalileri ile çeşitli sağlık problemleri de gebe kalma şansını düşürmektedir.
Kadınlarda Yaşın İlerlemesi Düşük Riskini Artırır
Kadınlar 40 yaşını geçtikten sonra yumurta kalitesi düştüğü için üretilen embriyonun kalitesinde de bundan kaynaklı düşüş olmaktadır. Embriyo kalitesinin düşmesi ise gebe kalma şansını düşürmekle birlikte gebe kalanlarda düşük yaşama riskini de artırmaktadır. Bundan dolayı da 40 yaşını geçen kadınlarda PGD yani preimplantasyon genetik tanı yöntemi kullanılarak seçilen en kaliteli embriyolar tüp bebek tedavisinde kullanılmakta ve kadının gebe kalma şansı artırılmaktadır. Bu yöntem sayesinde bebekteki anomali riskinin yanı sıra düşük riski de azaltılır. Ne var ki 40 yaşını geçen her kadına PGD yönteminin uygulanması halen tartışılmaktadır. Erkeklerde ise sperm üretimi hiçbir zaman bitmediği için belirlenmiş bir üst yaş sınırı yoktur.
Tüp Bebek Tedavisinde Tedavi Yöntemi Yaşa Göre Belirlenir
Tüp bebek tedavisine başlanan kadınlarda adet döneminin 3. günü ultrason çekilmekte ve hormon testleri yapılmaktadır. Bu iki tedavi ile kadının yumurtalık rezervleri tespit edilmektedir. Bu verilerin yanı sıra kadının yaşı da dikkate alınarak uygulanacak tedavi programı belirlenmektedir.
Tüm bu bilgiler dikkate alındığı zaman kadınların gebeliği geciktirmemesi uzmanlar tarafından özellikle tavsiye edilmektedir. 35 yaşından itibaren yumurtalıklarda bulunan yumurta sayısı hızla düşmektedir. 40 yaşından itibaren ise tüp bebek tedavi yönteminde gebe kalma şansı azalmaktadır. 45 yaşından sonrada tüp bebek tedavi yönteminde gebe kalma şansı %5’in altına düşmektedir. Değişik nedenlerden dolayı gebeliği geciktiren kadınlar, daha sonraki dönemde uzun ve zorlu süreçlerle baş etmek mecburiyetinde kalabilirler.
35-40-42 Kritik Yaş Sınırlarını Oluşturuyor
Tüp bebek tedavisinde temel manada üst yaş sınırı bulunmamaktadır. Ancak bu noktada dikkat edilmesi gereken husus 35 yaşından itibaren kadınlardaki yumurtalık havuzunun azalması ve yumurta kalitesinin çok ciddi manada düşmesidir. Buna bağlı olarak da 35 yaşından itibaren tüp bebek tedavisinde başarı oranı gittikçe azalmaktadır. Adet gören bir kadının teknik olarak iç mekanizmaları çalıştığı için öyle veya böyle yumurta üretimi devam ettiğinden 45 yaşından sonra da çok tesadüfi olsa da gebelikler görülebilmektedir. 45 yaşından sonra görülen bu tür gebelikler çok büyük bir şans olduğu için tedavilerin devam ettirilmesinin tavsiye edilmesinin çok da fazla mantıklı bir tarafı yoktur. Şu bilinmelidir ki 35 yaşını geçtikten sonra her yaşta yumurtalık rezervi gittikçe azalmaktadır. Özellikle 35-40-42 yaşları kritik yaşlar olduğu için çok büyük önem kazanmaktadır. 45 yaşını geçtikten sonra gebelik şansı sıfıra inmese de elde edilen gebelikler insidental yani tesadüfi gebeliklerdir.
Ayrıca kadın, 45 yaşını geçse ve vücudu çok fazla yumurta üretse dahi vücudun ürettiği bu yumurtaların kalitesi genç yaşıyla kıyaslandığı zaman çok daha düşük olmaktadır. Bu nedenle kadınların gebe kalma şanslarının en yüksek olduğu yaşlarda gebe kalmaları şiddetle tavsiye edilmektedir.